Çeliğin İzinde: Özet

18.08.2023
Çeliğin İzinde: Özet

Bir Alman Çelik Fabrikasının 160 Yıllık Hikayesi

Kitabımız, 160 yıl öncesinde resmi olarak kurulan ama kurucuları­nın baba ve dedelerinin de demir-çelik işi ile uğraştığı bir şirketi anlatıyor. Kökleri nesiller öncesine dayanan şirketin günümüze kadar başından geçenle­ri objektif bir şekilde sayfalara yansıtıyor. Başarılar ve başarısızlıklar 160 yılın ardından birlikte savrulacak bu sayfalarda. Almanya'nın sanayi tarihi ve kül­türüne şöyle bir bakış fırsatı sunmuş olacağız sanayicilerimize.

160 Yıllık Çelik Tutkusu

"Yaptığımız işi seviyoruz, ama sadece sevdiğimiz işi yaptığımızda" diyordu, 160 yıl önce şirketin kurucuları, onların sevdiği iş ise çelik yapmaktı. Atalarının asırlardır yaptığı iş resmi olarak böyle başlamıştı.

Kitap ayrıca, geniş bir hizmet programını kapsayan dört şirket bölümünün; Özel Çe­likler, Özel Çelik Dökümhanesi, Isıl İşlem ve Yüzey İşlemleri Bölümleri’nin yapılan işin tutku ile yapıldığında günümüzdeki haline nasıl dönüştüğünü de gösteriyor.

KURULUŞ:

Çeliğin İzinde

Friedrich ve Rudolph Dörrenberg kardeşler baba ve dede mesleğini resmi bir şirket kurarak, bu mesleği onun üzerinden devam ettirmeye karar verdiklerinde, tarih 1 Mayıs 1860'ı gösteriyordu. Şirketin gelişimini hızlandıran adım 1869 yılında Ründeroth tav tesislerinin alınmasıyla başlanmıştı. Günümüze "Dörrenberg Edelstahl" olarak gelen şirketin bugünkü genel merkezi de tam olarak yine bu tesislerin bulunduğu yerde yer alacaktı. Teknolojik yenilikleri takip etme alışkanlığı kurucuların ortak tutkusuydu. Nitekim Dörrenberg, Almanya'da daha iyi çelik elde etmek için tavlama yöntemini kullan­maya başlayan ilk şirketlerden biriydi.

Çeliğin Geleceğine Doğru İlk Adım

Şirket kuruluşunu takip eden yıllar şirket kurucuları için çok iyi yıllardı. Oberbergische Bölgesinin de bir parçası olduğu Prusya Ren Eyaleti’nde sana­yileşme başlamıştı. Ren ve Ruhr'da ortaya çıkan sanayi merkezleri ve demiryo­lu ağlarının gelişimi, birinci sınıf kalitede demir ve çeliği gerektiriyordu. Bu da tam olarak Dörrenberg'in uzmanlık alanına giriyordu.

Her Şey Nasıl Başladı?

Coğrafi konumun şirketlerin büyümesinde her zaman çok önemli bir rolü vardır. Demir madenleri Oberbergische topraklarında 13. yüzyıldan itibaren açılmaya başlamıştı. O bölgede suyun bol miktarda bulunması ve yine orada bulunan geniş ormanlardan bol miktarda odun temin edilebilme kolaylığı nedeniyle, Agger Nehri ve kolları boyunca çok sayıda ergitme ocakları ve su ile çalışan çekiçli dövme değirmenleri kurulmuştu. 17. yüzyılın ortalarından o za­mana kadar demir-çelik üretiminde aktif olan Dörrenberg ailesi de bu değir­menlerin bazılarının işletmecileri arasındaydı.

Krupp ile Başa Baş (18 Yıl)

18. yüzyıldan beri demir-çelik sanayicisi olan bir aileden gelen Gustav Zapp’ın (1805-1870) bir çelik tavlama tesisi vardı. Baba Eduard Dörrenberg'in akrabasıydı. Geçmişte olduğu gibi yine farklı bir proje için girişimlerde bu­lunuyordu. Gustav Zapp, Oberbergische bölgesindeki demir-çelik endüstri­sinin ancak kaliteli mallar üretirse pazardaki artan rekabet karşısında ayakta kalabileceğini erken bir aşamada fark etmişti.

Dönüm Noktası

Ağustos 1857 tarihinde ABD’de borsanın çöküşüyle başlayan, dünya tica­retinin de çökmesine ve özellikle çelik fiyatlarının düşmesine yol açan dünya ekonomik krizi olmuştu. Gustav Zapp'ın şirketinin durumu da bu krizin etki­siyle kötüye gitmeye başlamıştı.

Bu yüzden 1858'de Prusya hükümetine birkaç yıl için 100.000 taler borç talebiyle başvurdu. Zapp'ın söylediğine göre, bu parayla yeni bir fırın yatırımı yapılacaktı. Artan rekabetle mücadele etmek için bu yatırıma acilen ihtiyaç vardı.

Sonrasında Zapp'ın parayı nasıl bir araya getirdiği bilinmiyor. Ama gerçek şu ki, sadece fırını tamamen yenilemekle kalmamış, hatta yeni bir buhar moto­ru ve bir de regülatör almıştı.

Su Gücü ile Çalışan Çekiçli Değirmen

Oscar Dörrenberg’in değirmende sıcak dövmeyi tarifi: “Ham çelik ilk olarak sıcak dövülerek yassılaştırılır. Su ile soğutularak sertlik kazandırılır. Soğuk olarak dövülüp, düzleştirilen bu parçalar kırılarak sertlik derecelerine göre çeşitli gruplara ayrılır. Elinde çekiç olan bir dövme ustası bir tutucu vasıtası ile yaklaşık 15 parçayı üst üste yerleştirir ve bunları sertliklerine göre bağlar halinde sıralar ve yeniden ocakta dövme sıcaklığına ısıtır.

Oelchens Değirmeni Oberbergische Bölgesinde Bir Sanayi Anıtı

Bickenbach'ın altındaki Leppe vadisinde 1782'de inşa edilen Oelchens Hammer, bugün Engelskirchen Rheinland Endüstri Müzesi'nde ilgi merkezidir. Oberbergische Arazisindeki son kalan işleyen su ile çalışan demirhanedir.

Yeni Bir Çağın Doğuşu

Dörrenberg kardeşlerin her birinin şirketin yararlanabileceği kendi özel uzmanlık alanına sahip olması şirket için bir şanstı: Friedrich Dörrenberg finansla ilgileniyordu. Rudolph Dörrenberg satın alma ve satışı yönetiyor ve Eduard Dörrenberg de çelik üretimi ve dövmehanelerden sorumluydu. Üçü de kalıcı başarı elde etmek için üretim yöntemlerinin temelinde ve yapısında köklü değişiklikler yapmaları ve bunları talebe uyarlamaları gerektiğinin ta­mamen farkındaydı. Gelecek yıllarda iki hedefleri vardı: Biri tavlama tesisleri­ni modern üretim yöntemleriyle daha büyük bir fabrikaya dönüştürmek, diğeri de tavlama sürecini daha verimli bir şekilde yapmaktı. Artık Ründeroth'ta da yeni teknolojiler vasıtası ile kaliteli çelikler üretilmeliydi.

Başarı İçin Kalitenin Tarifi

Dörrenberg, çeliği istenmeyen elementlerden arındırmak için tavlama yöntemlerini geliştirmeye devam ediyordu. Şirket birkaç yıl içinde yeni adım­larının temelini oluşturacak kadar üstün kalitede tavlanmış çelik tedarik etme konumuna gelmişti. O zamanlar Almanya'da üretilen bir kaliteli çeliğin, İngil­tere’de üretilen Sheffield Çeliği’nden daha ön plana çıkması imkansızdı. İngilizler çelik üretiminde daha önde gidiyordu. Alman demir ve çeliğinin Krupp'un iyi itibarına rağmen genel olarak "düşük kaliteli ve ucuz" olması ünü­nü yıkmak kolay değildi. Alman çeliğinin, İngiliz çeliğine göre sertliği daha düşüktü. Bu yüzden daha sert çelik çeşitleri kullanılan takımlar, bıçaklar ve si­lahlar için kullanılamıyordu.

Dörrenberg Ailesi

Şirket Kurucuları Friedrich Dörrenberg & Rudolph Dörrenberg

Ründeroth’ta üretilen çeliklerin özelliği, pikten tavlama yapılarak elde edilmiş çeliğin şirketin kendi dövmehanelerinde dövülerek ince taneli bir ya­pıya sahip çeliğe dönüştürülmesiydi. Özel tavlama işlemi demek, olağanüstü özelliklere ve yüksek dayanıklılığa sahip sertleştirilebilir ve kaynak edilebilir bir mükemmel çelik demekti. Bu da onun bıçak, balta ve her türlü kesici aletler için çok uygun bir çelik olacağı anlamına geliyordu. Tavlama fırınları ve dövmehaneler yan yana olduğu için taşıma maliyetleri düşmüştü. Yeni şirketin kaydettiği bu olumlu gelişmeler, Ründeroth Belediye Başkanı tarafından Gummersbach bölgesi müdürüne 1870 ve 1871 yılları için yapılan raporlara yansımıştı.

Aile Şirketi

Giderek daha çok aile geçimini Dörrenberg’ten sağlamaya başlamıştı. Şirket tarafından üretilen çeliklerin kalitesinin ba­şarılı olmasının arkasındaki sırlardan bir ta­nesi de Dörrenberg'in teknik yeniliklere hız­la adapte olan iyi eğitimli işçilere sahip olma­sıydı.

KRİZ YÖNETİMİ: Bölgenin Demir ve Çelik Endüstrisine Geçiş Dönemi

Bölgede yer alan bu birkaç şirketten biri olan Dörrenberg, bu zor yıllardan sağ çıkmayı başarmıştı. Şirketin varlığını sürdürmesi­ni sağlayan faktörlerden en önemlisi, yüksek kaliteli rafine çeliğin geliş­tirilmiş olmasıydı. "Janusstahl" olarak bilinen çelik üretimi ile Dörrenberg, birkaç yıl içinde önde gelen yüksek kaliteli çeliğin üreticilerinden biri haline gelmişti. O günün stratejisi bugünküyle tamamen aynıydı: Sürekli ürün geliştirmek, alternatifleri sürekli göz önünde bulundur­mak ve değişen üretim koşullarına uyum sağlamak.

Ründeroth'ta Kriz Havası

Mayıs 1873'te Viyana borsasının çöküşü, aralıklı olarak birlikte 1890'ların ortalarına kadar süren küresel bir ekonomik krizi tetiklemişti. 1873 sonbaharında kriz Almanya'ya ulaştı. "Kurucula­rın çöküşü" ekonomiyi derin bir resesyona sürükledi. Ekim 1873'te pik demir tarifelerinin kaldırılması krizi daha da kötüleştirdi ve bundan özellikle çelik sektörü kötü etkilendi. Takip eden birkaç yıl içinde demir ve çelik üreticileri ağır kayıplarla başa çıkmak zorunda kaldı.

1873 Ekonomik Krizi ve Sonuçları

Kriz özellikle demir-çelik sektöründe çok sert yaşanmıştı. Daha önceki yıl­larda, bu sektör, demiryolu inşasında kaydedilen ilerlemenin tetiklediği bu kez yüksek büyüme oranlarına sahipti. Ama Oberbergische bölgesini de etki­leyen bu durgunluk, yerel demir ve çelik endüstrisinde çok geniş kapsamlı ya­pısal değişikliklere yol açıyordu. Madenlerin ve pik döküm tesislerinin kapan­ması da çok sayıda eski çekiçli değirmen ve su göleti işletmesinin kapanma­sına yol açtı. Sadece rafine çelik üretiminde başarılı olan ve zamanla yüksek kaliteli çelik markaları üretmeye geçmiş olan değirmen sahipleri ise rekabetçi kalabilmişti.

Bir Markanın Doğuşu

Almanya'daki ilk çelik fabrikalarından biri olan Dörrenberg, 1875 yılına gelindiğin­de çeliğin saflaştırma sürecini geliştirerek iyileştiren ve sonrasında onu döverek en ka­liteli çeliği başarıyla üretmeyi başarmıştı.

Kriz Döneminde Büyüme

Kötü ekonomik görünüme rağmen Dörrenberg, Ründeroth'daki tesisleri ge­nişletti ve 1870'lerde bölgedeki en büyük çelik üreticisi haline geldi. Şirket eko­nomik krizden yararlandı ve artık krizde kendi başına var olamayacak başka dövme tesislerini de satın aldı.

1880 yılında Dörrenberg, su gücünü artırmak için Yukarı Engelskirchen il­çesinde Lepper Değirmeni’nin savak eleğini ve değirmen çarkını büyütmeyi planlıyordu.

İlk Buharlı Çekiçler (Şahmerdanlar)

Su gücünün artık rafinasyon tesisleri ve çekiçli dövme değirmenleri için yeterli gücü sağlayamayacağını kardeşlere açıkça göstermişti. Bu nedenle su gücüne buhar gücünü de eklemeye karar verdiler. 1883'te Dörrenberg, üç adet buhar kazanının montajı için Köln'deki Fabrikalar Kurulu'na başvuruda bulundu. Buharla çalışan çekiçler, 1839'da James Nasmyth tarafından o dö­nemde dünyanın en büyük çelikten inşa edilmiş gemisinin buhar kazanı mo­deline göre yapılmaktaydılar. Bu gelişme o zamana kadar dövmeyi yapacak çekiç başını uzun bir halatla yukarı çekmek zorunda kalan işçiler için hayatı ol­dukça kolaylaştırmıştı. Artık çekiç, buhar gücüyle yukarı doğru çekiliyordu ve ağırlığı, çeliğin üzerine düşmeden önce ayarlanıyordu.

Demiryolu Bağlantısı ile Üretim Yerinin Korunması

Buhar gücü, Dörrenberg'e başka şekillerde de faydalı olmaya devam edi­yordu. 1 Mayıs 1884 tarihinde Siegburg'dan Ründeroth'a giden demiryolu gü­zergahı açılmıştı. Adler’in[*] 1835'te Nürnberg ve Fürth arasındaki tarihi yolcu­luğundan elli yıl sonra, ilk buharlı tren Ründeroth'a ulaşmıştı ve Oberbergische bölgesini Alman İmparatorluğu'nun sanayi merkezlerine bağlamıştı.

Daha İyi Olmak

Demiryolu sadece bölge için büyük önem taşımıyordu, aynı zamanda Dörrenberg şirketinin gelişimini de hızlandırmıştı. Demiryolu, bölgesel pazar­ların aslında hep aynı mesafede olmasına rağmen taşıma maliyetlerinin düş­mesi veya taşıma maliyetlerinde herhangi bir artış olmadan daha fazla pazara ulaşılabileceği anlamına geliyordu.

DÖVMEDEN DÖKÜME:

Pota Çeliğinin Zamanı Başlıyor

1884 yı­lında pota çeliği üretimine başlayan Dörrenberg, torna ve frezelerin ta­kımlarında ve kesme-bükme kalıplarında kullanılan takım çelikleri ta­lebine karşılık verebilmek için gerekli alt yapıyı hızla büyütüyordu. Takım çeliklerinin yanı sıra, Janus çeliği şirketin en iyi ürünlerinden biri olmaya devam ediyordu. Bu özel çelik ile Dörrenberg erken bir aşama­da ulusal ve uluslararası pazarlarda önemli bir marka haline gelmişti.

Dörrenberg'in teknik yenilik konu­sundaki coşkusu birkaç yıl içinde ödül­lendirilecekti. Çünkü, Almanya'da ta­kım ve kalıplar için yüksek kaliteli pota çeliği geliştiren ilk çelik fabrikaların­dan birisiydi.

Keskin Yükseliş

Pota çeliği imalatına başlamak, şirket içinde birçok yapısal değişikliği ve çok sayıda inşaat faaliyetini de beraberinde gerektiriyordu. Rafine çeliğe olan talebin düşmesi sonucunda Dörrenberg, üretimini pota çeliği üzerine yoğun­laştırmıştı. 1887 yılında Engelskirchen yakınlarındaki Strenger değirmenini Friedrich Zapp'a 1.000 Mark karşılığında satmıştı. Bu gibi önlemlerle şirket, hızla büyüyen pota ile çelik üretimine daha çok yönelmiş ve esaslı bir kapasite kazanmıştı.

Bir Simge Olarak Janus

Janus, Dörrenberg şirketinin en eski markasıdır. "Janus" ürünün patenti, 1 Aralık 1894'te Berlin'deki İmparatorluğa ait Patent Ofisi'nin resmi siciline girilerek elde edilmişti. Patent ofisi belgesinde markayı ileriki yıllara taşıyacak olan çelik ürünler şöyle sıralanmıştı: Çelik dökümler, haddelenmiş veya dövülmüş kaliteli çelikler. Bitmiş ürünler ise “çekiçler, kazmalar, keski­ler, eğeler, örsler, mengeneler, çelik bilyeler” şeklinde sıralanmıştı.

Janus Çeliği: Başarılı Bir Marka

Şirketin büyümesini sağlayan sadece pota çeliği üretimi değildi. 1875'te ge­liştirilen "Janus çeliği" yine çok satılıyordu. Ründeroth'tan çıkan "Janus başı" şimdiye kadar o kadar iyi biliniyordu ki, 1894'te yöneticiler Berlin'deki Imperial Patent Ofisi’ne "Janus"un ticari marka olarak tescil edilmesi için başvurmuştu. Çelik uzun bir süre "Tam anlamıyla rafine, parlak kömürlü Janus çeliği’’ sloganı ile satışa sunulmuştu. Bu çeliğin mükemmel kenar tutma yeteneği onu dünyanın en iyi kesme takımı ve bıçak çeliği olarak meşhur etmişti.

Dörrenberg’te Çalışmak

Şirketin başarısı yetkililer tarafından da fark edilmiş­ti. Şirketin başarısı­nın bir diğer göstergesi, giderek artan çalışan sayısıydı: 1884'te şirket 80 kişiyi istihdam ederken, on yıl sonra bu sayı 132 kişiye yükselmişti. Dörrenberg, bü­yüdükçe yapısal olarak zayıf olan bu bölgede nüfuz kazanıyordu.

Şirketin müşteriler ve tedarikçilerinin gözündeki güvenilirliğinin yanı sıra, yerel işçilerden oluşan çalışanları da onun için ayrı bir güçtü. 1873 krizinin üs­tesinden gelindikten sonra işçilerin ücretleri düzenli olarak artırılmıştı. Dörrenberg çalışanları için yaşam kalitesi ve çalışma şartlarının nispeten iyi olması, işveren ve çalışanlar arasındaki ilişkilerin de bir sonucuydu. Büyük çalışan kitlesine sahip endüstri şirketlerinin aksine, Eduard, Rudolph ve Carl Dörrenberg, çalışanlarını kişisel olarak tanıyor ve çalışanların ailelerine karşı kendilerini sorumlu hissediyorlardı.

Yeni Bir Nesil

1896'ya gelindiğinde, ikinci kuşağın rollerine özenle hazırlanmış ailenin üç üyesi şirkette aktif olarak çalışıyordu. Üç erkek kardeşin her biri esaslı bir ticari eğitim almış ve daha sonra babalarının şirketini Avrupa ülkelerinde temsil et­mek için yurtdışında kalmışlardı. Kardeşler, şirket yararına uygun ve verimli bir çevre oluşturmak için iş hayatları boyunca geliştirecekleri bağlantıları ilk olarak bu ülkelerde kuruyorlardı.

1896-1918: BÜYÜME YOLUNDA: Yatırım ve Yenilikler

1890'ların ortalarında ekonomi, Dörrenberg’e genişleme fırsatı ve­ren uzun bir büyüme dönemine girmişti. Aile şirketinin ikinci nesli, bu elverişli koşullardan yararlanıyordu: Gustav ve Eduard Dörrenberg, pota döküm çeliği üretimini iyileştirdi ve takım çeliği üretimini geniş­letti. 1900'den sonra, "Hidalgo" markası altında üretilen yüksek hız çe­likleri Dörrenberg'in uluslararası itibarını oluşturuyordu.

Dövme Değirmenlerinden Takım Fabrikasına

Değişen iktisadi dalgalanmalardan sonra, Alman ekonomisi 1890'ların or­talarında istikrar kazanarak uzun vadeli bir büyüme dönemine başlamıştı ve 1914'te Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına kadar sürecek olan ilk "ekonomik mucizesini" yaşamıştı. Bu yıllarda Alman İmparatorluğu, dünyanın en büyük ikinci çelik üreticisi haline gelmişti. Almanya uluslararası ticareti yapılan çeli­ğin neredeyse dörtte birini üretiyordu. Bu başarı, Alman çelik üreticilerinin za­manında, seri üretime geçmelerine dayanıyordu. Dörrenberg'in 1880'lerde potalı dökme çelik üretimiyle tepki verdiği bir trend olan daha karmaşık rafine et­me sürecinin yerini yavaş yavaş daha düşük maliyetli rota çeliği alıyordu. 1896' da şirket yönetimini devralan ikinci nesil, pota çeliği üretimini geliştirmeye ve takım çeliği üretimini genişletmeye odaklanmıştı.

Hidalgo ile Başarıya Giden Yolda Daha İleriye

Özellikle yüksek sertlik ve esneklik özelliği olan alaşımlı çelik, ta­kım tezgahlarının işleme takımlarının uçlarında kul­lanılan kesici uçlarda yüksek kesme hızına ulaşılma­sını sağlıyordu. İşte bu yüzden de yüksek hız çeliği adını almıştı.

Dörrenberg bu çeliği Hidalgo adı altında üret­mişti. Özel kimyasal analizi sayesinde, potada işlem görmüş bu çeliğin döküm ve dövmesi son derece kri­tik aralıklarla yapılıyordu. Çeliğin özellikleri, maden ve tünel yapımında kullanılan basınçlı hava aletleri­nin, keskilerin ve diğer aletlerin üretimi için oldukça uygun olduğu anlamına geliyordu.

"Bergische Buhar Kazanı Denetim Birliği"

Dörrenberg teknik tesisleri de yeni buhar kazanlarının montajı ve işletil­mesi öncesinde zorunlu olması nedeniyle "Bergische Buhar Kazanı Denetle­me Birliği" tarafından denetlenmişti. Üretime ancak ruhsat verildikten sonra başlanabilirdi. 1913'te Dörrenberg tarafından yapılan bir işletme ruhsatı tale­binde olduğu gibi, her başvuru da yeni şahmerdanın ayrıntılı bir tanımı yapıl­ması gerekiyordu:

Sinerjik Çelik Fabrikası

Dörrenberg, potalı çelik ergitme fabrikasını kurarak üretim zincirinin önemli bir bölümünü modernize etmişti ve şimdi çeliğinin kalitesini daha da iyileştirebilecek bir konumdaydı. Potalı dökümlerde sadece "en temiz çelikler" kullanılıyordu. Yeni Bir Ticari Şirket

Cevher madenciliğinden başlayan ve bitmiş ürün satışına kadar devam eden bir zincire sahip şirkette ek­sik olan tek şey bir ticaret şirketiydi. Zamanla ihracat, artan satışların önemli bir bölümünü oluşturmaya başla­mıştı. Satış giderek daha önemli bir bölüm haline geldiği için, Dörrenberg 1906' da bağımsız bir ticaret şirketi kurmaya karar verdi.

Ründeroth'daki Genel Merkez

Dörrenberg, güvenilir ve hızlı kaliteli çelik tedarikini temsil eden bir firma olarak giderek daha fazla adından söz ettiriyordu. 1906'dan beri var olan tica­ret şirketi giderek büyüdü ve kısa süre sonra daha fazla alana ihtiyaç duymaya başladı. 1914'te Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcında, Ründeroth tesislerinde çe­lik döküm fabrikaları, pota ve alet fabrikası, çelik ve çekiçli değirmenlere ek olarak bir kimya laboratuvarı, bir döküm işleme atölyesi, bir taşlama atölyesi, bir marangozhane ve bir polisaj atölyesi bulunuyordu.

Savaş Zamanları

Alman İmparatorluğu'nun 1 Ağustos 1914'te Rusya'ya savaş ilanı genel olarak coşkuyla karşılandıktan sonra, Dörrenberg çalışanları arasındaki daya­nışma daha da yoğunlaşarak genel bir yoldaşlık duygusuna dönüştü. Ancak birkaç hafta sonra ruh hali yerini karamsarlığa bırakacaktı.

Dörrenberg, savaşın başlangıcından itibaren, çelik üretiminin yanı sıra oto­motiv ve uçak endüstrisi için el bombaları ve çeşitli silahlar da üretiyordu. Bu sırada şirket yatırım stratejisine devam etti. Silahlı kuvvetlerin motorizasyonunun araç ve uçak üretiminde önemli bir artışa yol açacağı belli olduktan sonra, Dörrenberg bir kez daha yeniliğe ayak uydurarak bir Martin çelik fabrikası kurdu.

1900'lü Yıllarda Ründeroth

20. yüzyılın başında Ründeroth'ta hayat çok sakin ve huzurluydu. Anayol sadece insanlara aitti ve neredeyse hiç araba yoktu. Agger Nehri boyunca yapılan geziler hem yerel halk hem de ziyaretçiler arasında çok re­vaçtaydı.

1918-1933 ÖNCÜ RUH ve TEKNİK İLERLEME: Weimar Cumhuriyeti Sırasında Rotanın Belirlenmesi

Ruhr'un işgali, hiperenflasyon ve şiddetli ekonomik kriz, Weimar Cumhuriyeti döneminde Oberbergische demir ve çelik endüstrisindeki gelişmeleri etkilemişti. 1920'lerin ortalarında, üçüncü nesil Dörrenberg yönetimi devralmıştı. 1928'de Almanya'nın ilk yüksek frekanslı pota ergitme ocağı Ründeroth'ta faaliyete geçti. Dörrenberg, 1930'ların ba­şındaki dünya ekonomik krizi sırasında bile yeniliklere yatırım yapı­yorduBağlantı

Savaş ve Kriz Arasında

Demir-çelik endüstrisi bu siyasi huzursuzluktan büyük ölçüde etkilenmiş­ti. Dörrenberg bu gelişmelerden çok etkilenmedi. Genel ekonomik ve politik eğilimin aksine, savaş sonrası döneminde şirketin işlerinde bir gerileme ol­madı.

Savaş yıllarında olduğu gibi, savaş sonrasında da siparişler yine çoktu. Bu da tesislerde yine ilave yatırımlar gerekmesi demekti. 1919 yılında Dörrenberg bir asetilen düzeneği kurarak çelik döküm üretimini genişletti.

Yeni Satış Sistemi

Dörrenberg, Weimar Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında büyümenin sunduğu fırsatı, işin satış tarafını yeniden organize ederek değerlendirdi. 1919'dan itibaren, Almanya’da Dörrenberg ürünlerini ağırlıklı olarak böl­gesel özel satış acenteleri aracılığıyla satmaya başladı. Dörrenberg, Almanya'yı üç satış bölgesine bölerek üre­tici ve müşteri arasındaki yakın iş birliğini güçlendirmeyi amaçlamıştı.

Schmolz & Bickenbach ve Pierburg'un Dörrenberg ürünlerini satışı iki alanda yoğunlaşmıştı: Bir taraftan matkaplar, taş kesme keskileri, madencilik, demiryolu ve tünel inşaatı için üretilen her türlü aletin satışı ve diğer tarafta da kesme aletlerinin yapıldığı yuvarlak veya kare çubuklar şeklinde çeliklerin sa­tışı vardı.

Dörrenberg Stahl ve Schmolz & Bickenbach Stahl AG

Schmolz & Bickenbach, 1919 yılında Düsseldorf'ta Konsolos Arthur Sch­molz ve Oswald Bickenbach (1883-1953) tarafından Dörrenberg şirketinin des­teğiyle Dörrenberg Stahl-Gesellschaft olarak kuruldu ve varlıklı Ründeroth gi­rişiminin bir başka ortaklığıydı.

Başlangıçta Schmolz & Bickenbach, "Ed. Dörrenberg Söhne çelik işletmele­rinin tek satış yetkilisi" olarak hareket etmişti. 1935'te bu şirket Neuss'ta bir çek­me ve soğuk haddehane kurdu, Dörrenberg'in adı artık şirket adından silin­mişti. 1937 yılında bu halka açık limited şirket, Dörrenberg'in aktif olmayan bir ortak olduğu Schmolz & Bickenbach KG'ye dönüştürüldü.

Üçüncü Nesil Şirketi Devralıyor

Üçüncü neslin asıl amacı, şirketin rekabetçi kalmasını sağlamaktı. Ekono­mik sıkıntı zamanlarından sonra, Dörrenberg 1920'lerin ortalarında yeniden büyüme fırsatını ele geçirmişti. Diğer demir-çelik işletmelerinin çoğu gibi, en­flasyon döneminden yenilenmiş bir şekilde ve güçlü çıkmış olan şirketlerini daha iyi seviyelere getirmek istiyorlardı.

İş birliği Ortakları

Rekabetçi kalabilmek için Dörrenberg'in verimliliğini artırması gerekiyor­du. Enflasyon döneminden bu yana, demir-çelik sektöründeki tüm işletmeler­de şirket düzeyinde ve sektör genelinde rasyonalizasyon ihtiyacı ortaya çık­mıştı. Bunu yapmanın bir yolu, diğer firmalarla iş birliği yapmaktı.

Teknik Değişimler

Rekabetçi olduğu işlere odaklanmak için şirket önce Leppe Değirmeni’ni sattı. Ardından diğer değirmenlerin satışı onu takip etti. Ailenin elinde kalan tek değirmen, 1945'e kadar ham çeliği rafine eden Oelchens Değirmeni idi. 1924'te ekonomik canlanmanın bir sonucu olarak kaliteli çelik ihtiyacı artmaya başlamıştı. Su çekiçli değirmenleri satma kararı, şirkete çok sayıda daha küçük teknik yeniliğe yatırım yapabilmesi için finansal esneklik sağladı.

İndüksiyon Teknolojisinin Öncüsü

Dörrenberg'deki üretim tesisinin geliştirilmesi ve modernizasyonu, Weimar Cumhuriyeti'nin "altın yılları" sırasında, özellikle o zamana kadar kullanı­lan pota sürecinde bir sonraki teknik adım olan yüksek frekanslı pota eritme sürecine erken geçişle önemli ilerleme kaydetti. Elektrikli yüksek frekanslı indüksiyon ocakları zamanla o kadar başarılı oldular ki, Dörrenberg tüm gazla çalışan pota ocaklarını kademeli olarak yeni­leriyle değiştirdi.

Krizde İleriyi Görmek

Ekonomideki çöküşe rağmen, özellikle korozyona, aside ve ısıya dayanıklı olan yüksek alaşımlı çeliklerin geliştirilmesi, sadece dövme ürünler ve haddelenmiş çubuklar için değil, aynı zamanda kuma dö­küm parçalarda da artan bir talebe yol açmıştı. Dörrenberg, yüksek frekanslı pota ergitme işlemine geçişte inovasyon için önemli bir anahtar yaratmıştı. Yüksek frekanslı indüksiyon ocakları ergitme üniteleri için idealdi.

Ründeroth Tesislerinde Çelik Dökümünün Başlangıcı

1930'ların başında Dörrenberg ürün yelpazesini, yüksek alaşımlı paslan­maz ve ısıya dayanıklı dökme çelik ürünleri ekleyerek genişletmişti. Pota çeliği yöntemiyle üretimde özel çeliklerin bitmiş duruma getirilmeden önce çeliğin dövülmesi, tavlanması ve sertleştirilmesi gerekiyordu.

1933-1951 SİYASİ GELİŞMELERİN PENÇESİNDE: Yine Savaş Ekonomisi ve Savaş Sonrası

1933'ten sonra, Nasyonel Sosyalistler Alman ekonomisindeki ağır­lıklarını daha fazla hissettirirken, Dörrenberg bağımsız bir aile şirketi olarak kalmaya devam ediyordu. Nazi rejiminin savaş hazırlığı, çeliğe olan talebin artmasına neden olmuştu. Bu da Dörrenberg için ek sipariş­ler demekti. Aynı zamanda rejim, şirket politikalarına giderek daha faz­la müdahale etmeye başlamıştı. 1939'da İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi, ile silah üretimine tam bir geçiş sağlandı.

Nazi Döneminin Başlangıcı

Nasyonal Sosyalistler sa­nayiye yoğun bir şekilde müdahale ettiler. Şirketleri partilerinin amaçlarına uyacak şekilde kontrol etmeye ve yönlendirmeye çalıştılar. Başlangıçta amaç, Alman sanayisini ve tarımını yurt dışından gelen malzemeden bağımsız hale getirmek ve böylece ülkenin kendi kendine yeterliliğini sağlamaktı. Bunun ar­kasında yatan fikir, Nazi'nin tüm ekonomi politikasını yönlendiren bir hedef olan bir sonraki savaşa hazırlıktı. Rejim 1933 gibi erken bir tarihte yeniden si­lahlanmaya başladı.

O andan itibaren, silahlanma bütçesi yıldan yıla büyüdü ve bu da özellikle demir-çelik endüstrisine fayda sağladı. Dörrenberg, silahlanma ve otomotiv endüstrisi çeliğine yönelik artan talebin bir sonucu olarak sonraki yıllarda üre­timini artırabilen üreticiler arasında yer aldı.

Alman Ekonomisinin “Gleichschaltung'u”

Mart 1933'te Nasyonal Sosyalistler, ülkedeki tüm siyasi ve sosyal örgütleri parti ide­olojisi ile uyumlu hale getirmeyi zorunlu kılan "Gleichschaltung'u" (endüstri dahil her şeyin devlete bağlanması) başlattılar. Ocak 1934'te Nasyonal Sosyalistler, "ulusal emeği düzenleyen kanun" aracılığıyla "Führer İlkesini" şirketleri de kapsayacak şekilde genişlettiler. Çalışma artık "bir bütün halinde millete hizmet" olarak tanımlanıyordu. İşverenler ve çalışanlar artık bir "şirket lideri" ve onun "takipçilerinden oluşan bir "çalışma topluluğu" oluş­turuyorlardı.

Yükseliş

Şirketler aslında 1933/34 yükselişinin kendilerine sunduğu fırsatları kullandılar. Talebin canlı olması, Dörrenberg'in ürün yelpa­zesine yatırım yapmasına ve geliştirmesine olanak sağladı. Üretim tesisleri ge­nişletildi ve birkaç yeni elektrikli ocak kuruldu. Ürün yelpazesi artık "her tür özel çeliği" içeriyordu.

Nazi Almanya’sı Döneminde Çalışmak

Olumlu ekonomik ortam, demir-çelik sektöründeki istihdam durumunu etkiliyordu. Böylece Dörrenberg, önceki kriz yıllarında görevden alınan "nere­deyse tüm eski çalışma arkadaşlarını" yeniden istihdam edebilmişti.

Büyümenin Sınırları

Sürdürülebilir ekonomik büyüme döneminde şirket, 1936'dan beri üretim tesislerine yatırım yapmaya devam etmesinden dolayı Stahlwerke Ed. Dörrenberg Söhne adıyla anıldı. Bu yatırımlardan birisi de 1937'de yeni bir buharlı çekiçli dövmehanesi idi. Çoğu Nasyonal Sosyalistlerin yeniden silahlanması nedeniyle artan iç ta­lep büyümesi, Dörrenberg'in siparişlerini doldurmaya yetmişti. Ama diğer yandan rejimin dayattığı koşullar ihracat imkanını giderek daha da zorlaştır­mıştı. Hermann ve Oskar Dörrenberg, yurtdışı müşterilerini kaybetmemek için Avrupa ve ABD gezilerini arttırdılar.

İkinci Dünya Savaşı Sırasında Ekonomi

Alman birlikleri 1 Eylül 1939'da Polonya'ya girdikten sonra, sadece çok sa­yıda Dörrenberg çalışanı değil, aynı zamanda Dörrenberg ailesinin üyeleri de askere çağrılmıştı. Erkekler tarafından yapılan işleri giderek kadınların üstlenmesine rağ­men, personel eksikliği kısa sürede Dörrenberg için büyük bir sorun haline gelmişti. Savaş başladıktan yalnızca birkaç ay sonra, ocakta elle yapılan zor iş­lerde yeterli kalifiye işçi olmadığı için saflaştırma fabrikaları kapanmak zo­runda kaldı. Bu, bir şirket geleneğinden vazgeçmek demekti. Dörrenberg artık yüksek kaliteli çeliğini kendi pik demirinden tavlayarak üretmeyecekti. Teda­rikçilerinden alacaktı.

Zorunlu Çalışma

Dörrenberg, Gummersbach'taki işçi bulma merkezine başvuruda bulun­du. İlk olarak Şubat 1940'ta Ründeroth tesisleri için bir grup Polonyalı işçi te­min edilmişti. Zorla çalıştırma konusunda günümüzde üç kategori arasında bir ayrım yapılır: Yabancı sivil işçiler, savaş esirleri ve hapishane mahkumları. Dörrenberg ve Ründeroth'taki diğer işverenler için çalışanlar çoğunlukla ya­bancı sivil işçiler ve savaş esirleriydi. Çoğu Polonya ve Rusya'dan geliyordu. Dörrenberg ayrıca Fransız ve İtalyan sivilleri ve esir askerleri de istihdam edi­yordu.

Huzursuzluk Zamanları

Dörrenberg, bombardıman uçaklarının hedefli saldırılarından kurtulmuş­tu. Ama Ründeroth’un her yerinde önemli miktarda hasara yol açan bombardı­man yapan avcı uçaklar aynı zamanda şirketin personelinden de kayıplara se­bep olmuştu.

Savaş Sonrası Yıllar

Savaştan hemen sonraki dönemde, Dörrenberg evlerde kullanılan ısıtma ocakları ve Noel ağacı ayakları gibi eşyalar bile üretiyordu. Bu ürünler takas imkanı sunmasaydı, işçilere ödeme yapmak veya onlara yiyecek sağlamak bile mümkün olmazdı.

1951-1972 EKONOMİK MUCİZEDEN KRİZE: Yönlenme ve Genişleme

Hızla büyü­yen otomotiv endüstrisine kalıp ve kalıp çeliği yetmiyordu. Dörrenberg, yine bir öncülük yapıp takım ve kalıpların daha uzun ömürlü ol­ması için onların yüzey aşınma dayanıklılığını önemli ölçüde artıran bir tekniğe yatırım yapacaktı. Kimyasal Buhar Biriktirme (CVD-Chemical Vapour Deposition) olarak bilinen yüzey kaplama tekniğini müşte­rilerine tanıtmaya başlamıştı.

Ekonomik Mucizeye Giden Yol

1949 yılında kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti'nde ekonomik canlan­ma, geleneksel madencilik ve demir-çelik endüstrisine dayanıyordu. 1952'de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun kurulması, Almanya'nın Batı Avrupa ekonomik sistemine entegrasyonunu kolaylaştırmasının yanı sıra 1950'lerin başında benzersiz bir ekonomik yükselişe tanık olmuştu. Bu yükseliş 1973' teki ilk petrol krizine kadar süren uzun süreli bir yükselişti. İkinci Dünya Savaşı'nın dehşetinden ve savaş sonrası yılların zorluklarından sonra, birçok Batılı Alman bu beklenmedik büyüme dönemini bir "ekonomik mucize" olarak yaşıyordu.

Dörrenberg, çığ gibi patlayan otomobil talebinin faydalarından yararlan­mıştı. Ekonomik büyüme sayesinde gittikçe daha fazla Alman kendi arabasını alabiliyordu. Otomotiv endüstrisi, ekonomik mucizenin kilit oyuncularından biriydi.


Dünya Çapında Kullanılan Çeliklerin Hikayeleri

Ründeroth'un GP 16 ve GPS malzemeleriyle rafine edilmiş çelikleri, 1950'lerdeki en popüler iki otomobili olan Opel Kapitan ve VW Beetle'ın yapımında kullanıldı. Dörrenberg, biraz Pretael Simidi gibi görünen ve VW Beetle'ın ilk versiyonuna "pretael beetle" takma adını kazandıran orta bölmeli küçük arka camın üretimi için özel çelikler geliştirdi.

Alman Demir Çelik Endüstrisi için Yapılanlar

Alman özel çelik endüstrisinde, birkaç büyük şirkete ek olarak, Dörrenberg gibi büyük ölçüde özel sektöre ait olan, toplam satış hacmi beş milyar Alman markını aşan doksanın üzerinde küçük ve orta ölçekli üretici vardı.

Yüzey Kaplama İşleminin Doğuşu

1959 yılında şirket, Frankfurt’taki bir şirket tarafından geliştirilen CVD kaplama işleminin patentini satın aldı. Bu işlem, yoluyla aşınan kalıpların ve takımların dayanımını net bir şekilde artırıyordu. Sürtünmeye maruz kalan yüzeyler bu kaplamanın etkisiyle daha geç aşınıyordu. Aynı yıl, yüzey kapla­ma teknolojisinin doğuşu olan ilk CVD sistemi Almanya’da Dörrenberg tara­fından faaliyete geçmiş oldu.

İnsan İlişkilerinde İyi Olmak

Hermann ve Oskar Dörrenberg özellikle genç neslin endişelerine çok önem veriyordu. Çok beğenilen bir çıraklık atölyesi kurdular ve yeni bir bölge mes­lek lisesi için cömertçe bir bağışta bulundular. Aynı zamanda, o bölgede yaşa­yıp ta birçoğu şirketlerinde çalışan Doğu Prusyalı mülteciler için de konut ya­pımı projelerini destekliyorlardı.

Yeni Yöntem ve Başarı Yolu

İlerleyen yıllarda şirket, Alman ekonomisinin sürekli büyümesinden fay­dalanıyordu. Özel çelik dökümler çok başarılı bir şekilde yürüyordu. Çok sayı­da teknik yenilikler de peşi sıra yapılıyordu. En dikkate değer olanlardan biri, 1968'de polistiren (köpük) döküm modelleriyle tam kalıp dökümünün piyasa­ya sürülmesiydi.

İhmaller

Ekonominin büyüdüğü dönemde şirket yönetimi, verimsiz yıllarda kullan­mak üzere bir kenarda tutulması gereken yedek ihtiyat biriktirmeyi ihmal et­mişti. Dörrenberg, 1966/67 durgunluğundan beri ekonomik yükselişin sonu belli olmasına rağmen, sermaye yedeklerini ayırmayı ihmal ederek geleneksel yeniliğe yatırım stratejisine bağlı kalmıştı.

Bir Başarı Öyküsü: Yüzey Kaplama Bölümü

2009'da Dörrenberg, yüzey kaplama bölümün ellinci yılını kutluyordu. 50. yılında bu bölümde yaklaşık yetmiş personel çalışıyordu. Bugün şirket, Orta Avrupa'da yüksek gerilmelere maruz kalan kesme ve şekil verme kalıpları gibi kritik parçalarda sözleşmeli hizmet veren birkaç şirketten biridir.

1972-1985 SÜREKLİLİK ve DEĞİŞİM: Aile Şirketinden Yönetim Şirketine

Ed. Dörrenberg KG, birkaç firmayı devraldıktan sonra özel çelik üretimini 1972'de ileri görüşlü bir kararla Dörrenberg Edelstahl GmbH' ye taşıdı. Ancak 1979/ 80' deki ikinci petrol krizini izleyen durgunluk, bu yükselişi durdurmuştu. Sermaye rezervlerinin olmaması durumu daha da kötüleştirdi. Yüzyılı aşan tarihi şirketin varlığı ciddi tehdit altındaydı. Eduard ve Hans Dörrenberg, gerekli olan yeniden yapılanmayı gerçekleştirmek için Dörrenberg Edelstahl GmbH'nin yönetimini aileden olmayan yöneticilere devretti.

Emsal Oluşturacak Karar

Dr. Peter Sircoulomb şirketin üst düzey liderleri arasında dışarı­dan gelen ilk yöneticiydi. Yeni yönetici şirkete güçlü bir ivme kazandırdı. Genç ve motivasyonu yüksek bir ekip oluşturdu. Bu ekip, müşterilerle yakın iş birliği içindeydi ve teknik yenilikler yoluyla sürekli artan kalite talebini kar­şılamaya çalışıyordu. Dörrenberg Edelstahl GmbH, krize karşı dirençli oldu­ğunu başından beri kanıtlamıştı ve olumsuz eğilime rağmen büyümeye devam etmişti.

Bir Geleneğin Sonu

Çekiçlerin neden olduğu gürül­tü ve sarsıntı o kadar büyüktü ki, 1973 yazında Oststrasse'de yaşayanlar şirkete şikayette bulundular. Bu nedenle, Köln'deki ticaret denetleme kurulu, çekiçle­rin gece çalışmasını yasaklayan bir emir yayınladı. Gece vardiyası, üretilen dövme çeliğin yaklaşık yüzde yirmisini oluşturduğundan, yasak, dökümhane­nin varlığı için bir tehdit oluşturuyordu. Dörrenberg dövme geleneğini sür­dürmek istiyorsa, tesisin tamamen modernize edilmesi gerekiyordu. Ancak bu maliyetler nedeniyle mümkün değildi. Bunun yerine üretim başlangıçta iki vardiya şeklinde yeniden düzenlendi, ancak bu da pek kârlı olmadı. Bu neden­le dövmehane 31 Mart 1974'te resmen kapatıldı.

Hassas Döküm Geleceğin Ürünü

Oberbergische bölgesinde kayıp mum tekniği kullanılarak yüksek boyutsal doğruluk ve yüzey kalitesine sahip son derece karmaşık özel çelik döküm parçalar üretilmeye başlanmıştı. Özelliği, hassas dökümün avantajı tasarımın neredeyse sınırsız olabilmesiydi. Ayrıca, çok sınırlı to­leransların elde edilmesini de mümkün kılıyordu. Dörrenberg, demir dışı me­tallerden demir ve yüksek alaşımlı özel çeliklere kadar tüm alaşımlarda hassas döküm parçalar üretti.

Yüzey Teknolojilerinde Yenilikler

1980'de, yüzey kaplamada geniş kapsamlı yeni bir gelişme görüldü. Dörrenberg, Japonya'da geliştirilen PVD kaplama teknolojisini Almanya ile tanış­tırdı. PVD, Fiziksel Buhar Biriktirme anlamına gelir. CVD işleminin aksine, doğrudan kaplama malzemelerinin buharlaştırılarak kaplamalı yüzeye birleş­tirilmesi esasına dayanıyordu. Vakum altında yapılıyordu. PVD kaplama tek­nolojisinin avantajı, düşük ergime sıcaklıklarına sahip plastiklerin bile kaplanabilmesiydi.

Kalite Avantajı

Ürünlerinden beklenen yüksek kalite standartlarının karşılanması Dörrenberg için çok önemliydi. Bunu sağlamak için üretimden bağımsız bir kalite bölümüne çok önem veriyordu. Bu bölüm, şirketin kendi katı iç kalite düzen­lemelerine ve müşterilerin beklentilerine ayak uydurmak için her bir ayrı işlem adımını hazırlayan ve izleyen uzman teknisyen, mühendis, fizikçi ve kimya­gerlerden oluşuyordu.

Yeni Yönetim Anlayışı

1985 yazında, Peter Sircoulomb şirket yönetiminden ayrıldığında, şirket sahipleri, şirketin rekabetçi kalabilmesi için köklü bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğu konusunda emindi. Eduard ve Hans Dörrenberg, yönetimi uzun yıllar Dörrenberg'de çalışan Werner Fufi, Helmut Laczkovich ve Eckhard Müller'e devretmişlerdi. Böylece şirket ilk defa tamamen yönetim kurulu tara­fından yönetilmeye başlandı.

Kalıpta Çelik Dökümü: Hassas Döküm Bölümü

Önce kapalı bir kalıpta enjeksiyon kalıplama makinelerinde endüstriyel mum­dan kalıp yapılır. Daha sonra bu mumdan yapılan kalıplar bir araya getirilerek kümeler oluşturulur. Bunlar seramik banyosuna daldırılır ve daha sonra ku­rutma işleminden geçer. Mum kalıp artık seramik kaplıdır. Gerekli kalınlığa ulaşılmışsa, mumdan yapılan maça eritilir. Mum kalıp dışarı akar. Seramik ka­buk yaklaşık 1.100 santigrat dereceye kadar fırınlanır. Bir sonraki adımda ise, sıvı çelik bu seramik kabuğun içine dökülür. Çelik katılaştıktan sonra seramik kabuk çıkarılır ve döküm parça kumlama, ayırma ve taşlama ile temizlenir.

 

 

 

 

SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN

Menü